ANA SAYFA

15 Nisan 2010 Perşembe

kayıp kıta mu (3)!!!

Bu zaferden sonra Belarin oğulları haricinde hayatta kalmayı başarabilen insanlar mağaralara ve yer altlarına saklandılar. Artık sahip oldukları güçlerini kullanmak çok tehlikeliydi zira Belairin oğulları denilen kötü adamlar, bu gücün kullanıldığını farkettiklerinde gücün kaynağına ulaşmaları sadece an meselesiydi. Böylece mağaralarda saklanarak ve güçlerini kullanamadan sadece hayatta kalabilmek için sessiz sedasız yaşayabilmeye çalıştılar...
Daha sonra doğan çocuklar da kullanmalarının yasak olduğu güçlerini zamanla unuttular.
Ancak Belairin oğulları sanıldığı kadar ileri bir teknoloji kurmaktan ziyade sınır tanımayan egolarına yenik düşmeye başladılar. Kimi rivayetlere göre (Prof. Hernandez ve Cayce Edgar Evans gibi hatırı sayılır bilim adamlarına göre) Belairin oğullarının geliştirdiği bu silah evrenin dengesini bozacak kadar güçlü bir silahtı. Evrende yaşayan diğer canlılar, bu silahı yok etmeleri için defalarca ricada bulundular, tehdit ettiler ama tüm çabaları boşaydı.
Sonuç olarak gelişmiş uzaylı varlıklar bu silahın yok edilmesi amacıyla Atlantis kıtasına ve Belairin oğullarına saldırdılar ve silahı yok edemedilerse de parçalayıp kulanılamaz hale getirdiler. Söylenene göre bir parçası Alaskada bir parçası Bermuda açıklarında. Eğer doğruysa Alaska civarında UFO ların çok sık görünmesinin ve Bermuda Şeytan Üçgeninin gizemlerini bir nebze de olsa açıklamakta bize destek olabilir.
Saldırı sonucunda koskoca Atlantis kıtası sulara gömüldü ve Dünya artık mağaralarda sakanmakta olan ve zamanla tüm yetilerini kaybeden insanoğluna kaldı.
Böylece dünyada yeni bir hayat devam etmeye başladı...

9 Nisan 2010 Cuma

kayıp kıta mu 2

Bilgilere göre Mu kıtasında yaşamış olan insanlar çok gelişmiş ve ileri bir toplum kurmuşlardır. Ancak ne olduysa koskoca bir kıta bir anda çok az iz bırakarak sular atına gömülmüştür. Bazılarına göre doğal afetler, kimlerine göre büyük bir savaş bu kıtanın yok olmasına neden olmuş. Hatta bir uç fikire göre o zamanlar dünyanın 2 tane uydusu vardı ve Atlantisliler küçük olan uyduyu Mu kıtasının yörüngesine oturtup büyük silahlarla vurarak onun Mu kıtasının üstüne düşmesine neden oldular...
Ortak nokta ise Atlantislilerin ve Mu'luların birbirleriyle savaştıkları ve bu savaşlarda çok acayip silahlar kullandıklarıdır.
Efsanelere göre her yönüyle gelişmiş bir uygarlık olan Mu'lular Manevi zenginliğe ve tabiatın yüceliğine önem vermişler. Bir tanrı, Bir eş fikrine sahip olmuşlardı. Mu'lulara göre İnsanın en önemli görevi kendini geliştirmek ve içinde yaşadığı dünyayı daha güzel bir hale getirmekti.
Dünyadaki yaşamın daha doğrusu ilk insanların ilk var olduğu yer Mu kıtasıydı. İnsanlar burada belli bir gelişim gösterdikten sonra bilmedğimiz bir sebepten ötürü 5 adet koloni kurup dünyanın çeşitli yelerine göç etmişlerdir.
Bunlardan birisi Orta Asya da büyük bir koloni ve uygarlık kuran CHURCWARD'ın da sık sık bahsettiği UYGURLAR.
Bir diğeri MAYA lar
Başka biri MISIRLILAR ve
HİNTLİLER
ATLANTİS liler.

Bu kolonilerin içinde en büyük ulusu ve medeniyeti kurabilenler şüphesiz UYGURLAR dır. UYGURLARIN bu kadar büyük medeniyet kurduklarını ÇİN tarih belgeleri de ifade etmektedir. Günümüzde iyice deşifre olmuş olan Büyük TÜRK piramitleri de bunun doğruluğunu kanıtlar şekildedir. (   34.390380,108739579    )
Bu koordinatları google mapste varsayılan konumu ayarla kısmına yapıştırısanız ve uydu görüntüsü olarak bakarsanız muazzam TÜRK piramitlerini görebilirsiniz.)
Uygurlardan sonra en büyük koloni olan Atlantislilerdi. Ne yazık ki Atlantis halkı kendi içinde ikiye bölündü ve uzun yıllar birbirleri ile savaştılar. Bir tarafta iyinin simgesi olan BİRİN OĞULLARI (bir tanrı, bir eş) diğer tarafta kötünün simgesi olan BELAİRİN OĞLULLARI. İyi ve Kötü yıllar süren savaşlar yaptılar. Kötü olan grup teknolojik anlamda çok daha güçlüydüler ve çok ölümcül silahlarla savaştılar. Birin oğulları ise doğal güçlerini kullandılar. Onların en önemli silahı SEVGİ ve EVRENİN BİTMEK BİLMEYEN ENERJİSİYDİ.
Bir süre sonra kötüler galip geldiler ve tüm dünyaya ükmetmek üzere bugünkü AVRUPA kıtasının ortalarına kadar yakıp yıkarak ilerlediler. Bir nokataya geldiklerinde Tüm dünya insanaları ve hatta canlıları birlik olup BELARİN OĞLULLARINA karşı savaşa girdiler. (tıpkı yüzüklerin efendisinde olduğu gibi. Yüzüklerin efendisi de eski İSKANDİNAV efsanlerinin birebir aynısıdır) Bu büyük savaşı İYİ olanlar kazandı. Ama bu savaşta en önemli silahları olan SEVGİ leri çok büyük yara aldı. Nacaal öğretilerine göre Tanro sevginin ta kendisidir ve tüm evren sevgi üzerine kurulmuştur. O günden itibaren insanların içindeki sevgi duygusu azalmaya başladı. Artık her iyinin içinde biraz da olsa kötülük oluşmaya başlamıştı. Sevgisiz kalan toplum Tanrı'dan uzaklaşıp yok olmaya mahkum olur. Beyazın simgesi olan BİRİN OĞLULLARI artık GRİ olmuşlardı.
Tamamen yok edemedikleri BELARİN OĞULARI birgün yeniden eski kudretli günlerine ulaşacaktı ve öyle de oldu. Binlerce yıl sonra BELAİRİN OĞULLARI eskisinden farklıydılar.
İnsanlar ve hayvanlar üzerinde yaptıkları deneylerle Aptal, şekilsiz, çirkin yaratıkların doğmasına neden oldular. (Avrupa efsanlerinde ki TROLLER, bunlara DEV de deniliyordu veya fosilleri bulunan yarı insan yarı hayvan gibi yaratıklar).
Bunun yanı sıra tüm evrenin en güçlü silahını yapmışlardı. İnsanları ve Canlıları öldüren ve öldükten sonra bile devam eden enerjilerini (ruhlarını) yok eden bir anti enerji silahı yapabilmişlerdi. Bu silahla birlikte Düşmanın merkezine yani MU KITASINA saldırdılar ve normal olarak eşine az rastlanır bir zafer elde ettiler.